Dikkat Dikkat Kumanda Ediliyoruz !


İnsanlara ilerde çip takılacağını ön gören futurist ve düşünürlerin dediği noktaya hızla yaklaştığımızı/geldiğimizi düşünüyorum. Elbette bilim ve teknoloji duayenleri ‘gelin size çip takacağız’ diye ayan beyan bunu teklif edecek kadar saf değil. Bunun yerine insanları yedikleriyle, aldıklarıyla, gördükleriyle analiz edip kumanda ediyorlar. Yani çip takmadan farklı tekniklerle yönlendiriyorlar ve yönlendirmeye devam edecekler.

Basit bir bireyin gözünden kurgu şöyle başladı,

FACEBOOK denen bir mecra kuruldu, bu mecra ile insanların tabiri caizse özlük bilgileri alınmaya başladı. Medeni durum, çalışma durumu, doğum tarihi, arkadaşları..

FOURSQUARE uygulaması ile bu insanlar nerelere gidiyor tespit edildi. Hangi restaurant’a, hangi cafe’ye hangi mağazaya..

TRENDYOL ile ise alım gücü ve yönelimler öğrenildi. İlk kurulduğunda belli saat aralıklarında bazı markaların satışları yapılıyordu, hatırlıyorum örneğin x marka ayakkabı almak için saat kurup giren vardı.. Her ürün sınırsız değildi ve kapanın elinde kalıyordu.

Bu verileri daha da güzel yönetmek için ‘data mining (veri madenciliği) yani istatistik biliminin ışığında SEO denen bir dal yükseldi. SEO birebir çeviride ‘arama motoru optimizasyonu’ demek. Yani sizin girdiğiniz siteleri, araştırdıklarınızı okuduklarınızı dertop ediyor size alım/ilgilenme ihtimalinizin yüksek olduğu reklamları sunuyorlar.

Bununla da yetinilmedi, SİRİ ile bizi dinlemeye başladılar. Yani internette nelere baktığımız hangi sitede ne kadar zaman kazandığımız kesmedi, konuştuklarımızı da depolar hale geldiler.

Coşkun deniz aldı gücünü gidiyorken, yediklerimizi de manupüle etmeyi başardılar. MonoSodyumGutemat yani MSG-çin tuzu dedikleri bir maddeyi yediğimiz ürünlere bol bol koydular. Hem lezzeti arttıran bu ürün hem de iştahımızı açıyor ve bağımlılık yapıyordu. Bu yüzden yedikçe yemek ister olduk..

Yemek sektöründe daha neler neler yapıldı..

Velhasılıkelam, insanlığı öyle güzel kumanda etmeye başladılar ki eyvahlar olsun.

Şimdi ise gündemde duygularımızı yönetmek var.

Aslında KOKU‘nun insanın duygularını nasıl canlandırdığını iyi biliyoruz. Parfüm duygu nöronlarımızı tetikleyerek ruh halimizi değiştiriyor. Ve bu da çok ciddi bir endüstri.

Son günlerde parfüm aromaları dalında uzman firma IFF‘in bu konuya özen gösterdiğini ve Science of Wellness (İyi Yaşam Bilimi) programını başlattığını okudum.

IFF, parfümlerin duygu durumlarımız üzerindeki etkilerini ölçümleyebilen bir yapay zeka teknolojisi geliştirmiş.

Vyrao’nun The Sixth’inin, kullanan kişiyi neşelendirmeyi vaat eden özel bir gül ekstresine sahip olduğu,

Givenchy Irresistible Eau de Parfum’ünün ve Paco Rabanne Phantom’un gücünde de IFF imzası var.

Bir diğer bilgi ise, odunsu ve aromatik erkek parfümü Phantom’um öz güven aşılamayı hedeflediği..

İçinde olup, daha ayrımsamadığımız nice detaylar var.. Ne diyelim o zaman, yeni dünya düzenine hoşgelmişiz..

Hoşbulmak umuduyla.. 🙂 Güzel kalın.

Yorum bırakın